21 Ağustos 2011 Pazar

Türkçe'nin İronisi: Gözaltında Kaybolmak


Karanlık. Gözlerini açtı mı açamadı mı anlayamıyor, öyle bir karanlık. Ama hiç şikayeti yok karanlıktan, göreceklerinden korkuyor zira. Görmek istedikleri yok ortalıkta. Çalmışlar. Neredeler? Sorgulamıyor artık.
“Şıp şıp şıp..”
Duyduğu ses hoşuna gidiyor. Damlayan kanının sesi olduğunu biliyor içten içe, ama anlamazlıktan geliyor. Utanıyor biraz da. Kan sesinden mutlu olacak insan mıydı o? Demek ki “onlar” oldukça başarılı. Baksana ne hale getirdiler bizim kan görünce bayılan pasifist kızımızı.
Ama o, düşünmüyor bunları. Karşı çıkmayı, isyan etmeyi, öfke duymayı unutalı çok olmuş. Unutturmuşlar. Dudağından süzülen sıcak damlayı düşünüyor sadece. O’nu ısıtan tek şey bu.
Kan kokuyor. Artık hep kan kokuyor. Kan, sidik, bok ve küf olmuş o. Bir zamanlar hep yasemin kokardı sanki? Ve deniz, çimen, vanilya kokardı. Ama hatırlayamıyor. Zaten, hatırlamak acı verir. Şairin de dediği gibi; “Bu bahiste geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.”
“Tıkır tıkır tıkır..”
Hah, sonunda geldi arkadaşı. Bugün ona verecek ekmeği yok. Yüzü yere dönük bu yüzden. Fareleri saldırganlıkları yüzünden insanoğluna benzeten kişiye sövüyor. Halt etmiş o. Fareler, insanoğluyla aşık atamaz. Falakayı, parmak uçlarından verilen elektriği, tecavüzü bilmez onlar.
Karanlıkta gözleri parlıyor arkadaşının. Bıyıkları kocaman, hücredeki esintiyle titriyorlar. Esinti nereden gelmiş? Bilmiyor, bilmiyor. Artık soru duymaya dayanamıyor.
Ekmeğini bulamayınca küsüp gitti arkadaşı. Yine kan damlasıyla baş başa kaldı.
“Güm güm güm!”
Ah, yine geldi demek günün o saati. Artık zaman kavramını böyle algılıyor: Bayat ekmek saati, helaya gitme saati, arkadaşının ziyaret saati ve o melun saat..
“Konuşsana kaltak!”
“Senin de hoşuna gidiyor değil mi güzelim?”
Konuşmuyor, duymuyor, bakmıyor. Üstündeki ağırlığı düşünmüyor. Nefes de almıyor. Hep yasemin kokuyor yeniden..
“Puf!”
-Üniversite öğrencisi E.K., 27.Haziran.1973 tarihinde, sorgusu için alındığı gözaltında kaybolmuştur. Ailesi ve yakınlarına bildirilir.-
Nasıl mı? Gözaltında nasıl kaybolunur?
“Puf!” diye.
Ve leylak ve tomurcuk kokan gece, yasemin kokmaya başlar bir anda..


 Alara Kusetoğlu, Aralık 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder