Geceyi bir tül gibi örten sis, boğazın üstüne iyiden iyiye çökmüştü. Çalışmaya başlayalı epeyce olmuştu ve harfler yavaş yavaş karışmaya, satırlar birbiri üzerinden atlamaya başlamıştı. Omuzlarına varan dağınık kesimli bakımsız saçlarını toplayan sarı lastik tokayı tek bir hamleyle çıkartıp bileğine taktı. Kalemini bıraktığı an hissettiği ağrıyı biraz olsun dindirmek üzere arkasına yaslandı, kollarını iki yana açtı, hafifçe esnedi ve “Yorulmuşum…” diye mırıldandı.
Her gece sırası bile değişmeden yaptığı işler vardı Piraye’nin. Çalışmasını bitirir, arkasına yaslanır, yaptıklarına şöyle bir göz atar; daha sonra döşemesi yıpranmış ve çökmüş 1800’lü yıllardan kalma İngiliz çalışma koltuğunu usulca iter ve üzeri deri kaplı masası ile koltuk arasından süzülerek çıkar, yeşil şapkalı okuma lambasını söndürür ve odasının kapısını kapatırdı.
*Resim: Woman with Crossed Arms- (mavi dönem eserlerinden) Pablo Picasso.